top of page
  • Black Instagram Icon

Anlaşmalı Boşanma Sürecim ve Milat

  • Yazarın fotoğrafı: herseyinannesi
    herseyinannesi
  • 21 May
  • 4 dakikada okunur

Bir anne olarak, kalbimdeki yarıkları kelimelere dökmek istiyorum. Belki birilerine ışık olur, belki yalnız olmadığını hissettirir… İşte benim anlaşmalı boşanmam, anlaşmalı boşanma protokolü hazırlama dertlerim ve duruşma ile sonrası.


Bebek Kokusuyla Gelen Karanlık


Daha önce de boşanmayı düşündük, çünkü onun benim mizaç denen şeyleri delilik veya hastalık diye yorumlama eğilimi vardı. Ama ben evet ben anormalim çok sinirli olabiliyorum diyip onu uyumlanmaya çalıştım ve aşıktım o zamanlar.


anlaşmalı boşanma protokolü

Ancak bebek doğduktan sonraki o bitmeyen uykusuz gecelerde başladı. Emzirme telaşı, sütüm yetecek mi endişesi, bebeğin ağlamaları… Kendimi bir girdabın içinde bulmuştum. Eşimse, "Ailem niye gelmiyor?" diye içerlediğim her anı bir isyana dönüştürdü. Ben hırçınlaştım, evet onlarla da gereksiz kavgalar ettim. Hiçbir şey değişmedi yine gelmediler. Ben daha da suçlu oldum, şimdi keşke hiç aramasaydım diyorum tabii.


Bunlar bana "Sen delirdin gene? Her şeye kavga çıkarıyorsun!" “Onlar bize taahhüt mü verdiler bakacaklar diye” gibi cümlelerle geri döndü. Oysa benim annem 2 senedir bize gelip yardım ediyor, kalıyor, uğraşıyor.


Antidepresanlar, Emzirmeyi Bırakma ve Bir Kadının İç Savaşı


"İlaçlarını geri al, delirmişsin!" dediğinde, emziriyordum. Çocuk doktorumun önerdiği Lustral’ı kullanmaya başladım, çünkü "Emzirirken güvenli" demişti. Ama eşim sabırsızdı: "İşe yaramıyor bu ilaç!" diye baskıladı.

Psikiyatrımla konuşup daha farklı daha önce  de kullandığım reçetesiz bir ilaca geçtik. Bir de uykuya dalamaıyordum artık bebek uyusa bile, uyku ilacı da almaya başladım. Mamaya geçtik tamamen. Bu sefer de "Sen delisin, klinik hastasın!" etiketleri tabii ki her fırsatta kullanıldı. Ben emzirmeyi bırakmak istememiştim oysa ki.


Sigara ve Çocuğuma Dokunan Koku


Emzirme biter bitmez, 3 yıl sonra (hamile kalmaya çalışma, hamilelik, emzirme hiç içmedim pandemide de hiç içmemiştim) yeniden sigaraya başladım. Bilemiyorum, protesto muydu yoksa içimdeki boşluğu doldurma çabası mı… Parkta tanıştığım "park bacımla" balkonda, mutfakta da içiyorduk. Ama hiçbir zaman çocukları tek bırakmadık. Birimiz onlarla kaldı diğeri öbür odaya geçti şeklinde. Mutfağa girmeye çalışırlarsa mesela benimki, 5 dklık kilitledik kapıyı. Aslında o da içtiğimi biliyordu ve gayet de görüştürüyordu bizi.


Ta ki bir gün kızımın tişörtüne sinen koku yüzünden kavga çıkana kadar. O gün mutfakta içmiştik ve dışarı çıkıp yürüyerek değil direkt arabayla eve bıraktıkları için ve kızım kucakta bana yapıştığı için onun tişörtüne de koku geçti. Ama bu büyük bir kavgaya patlak verdi, "İğrenç bir annesin!" diye evden atıldım. İlaçlarımı videoya çekip, "Akıl sağlığın yerinde değil!" diye kanıtlayacaktı. Kızı benden alacaktı. Polis şiddet yok diye gelmedi. Babam geldi, daha kötü oldu. O annesini o zaman getirmeyi akıl etti. 2 gün eve girmedim, benim annem de evdeydi, sonra eve girmeme izin verdi kendisi.


Aile Terapisi ve Son Çırpınışlar


Terapiye gittik, ama her seferinde "Park bacını tercih ediyorsun!" suçlamalarıyla çöktü. Psikolog eşiniz alarm veriyor anne olmak dışında arkadaşa ihtiyacı var dedikçe onunla kızım olmadan görüşmeme ok oldu. Ama eve gelip kıyafet değiştirdim, ellerimi yıkadım, evde içmedim vs… Ama hiçbiri yetmedi. Evlilik, bir kum saati gibi akıp gidiyordu.


Sonra ya arkadaşını seçersin ya bizi durumuna geldik. Ve evet park bacımla görüşmedik, zaten onlar taşındı, konuşmadık da, onu öylece bıraktım sigarayı bırakıcam diyip. O da anladı bu ayrılık mesajını hiç irdelemedi. Ama evlilik yoluna falan girmedi. Daha da soğuduk, kızım benimle uyumaya başladı, bu onun işine geldi deliksiz uyumak için.


Göz Ameliyatları ve Son Perde

Eşimin peş peşe göz ameliyatları oldu. Annem bize destek olurken, onun ailesi sadece "bir kez" uğradı oğluna, kardeşi de çocuk olduğu için refakatçi oldu 1 er gece hastanede. Ben kreşe gidene kadar dişimi sıkma modundayım ancak, ikinci amelıyattan iyileştikten birkaç gün sonra: "Boşanalım." Dedi. Anlaşmalı boşanmaya okeydi bu sefer.


Evet Anlaşmalı Boşanma Sözde: Velayet Senin Olsun Ama Nafaka Yok!


Anlaşmalı boşanma protokolünü masaya yatırdığımızda, zaten gerginlik geri döndü. Ona göre kötü bir anne olduğum için, oyun gruplarına, parka, komşuya her gün çıkarsam dahi depresyonda olduğum için versem 7 gün bende kalsın diyordu. Beni buradan yıpratmaya çalıştığını düşünüyorum çünkü ne ara çalışacak, ben dururken türkmen bakıcı mı çocuğuma bakacak, hangi hakim neden 2 yaş bebeği babaya versin ben isterken?


"3 gün senin, 4 gün benim. Kalan günler için para mı vereceğim?" dedi

"Hiç nafaka yok. Her şey ortak!"

"Sigara içersen velayeti bırakacaksın!"


Bu maddeleri görünce, "Hakim bunu nasıl onaylar?" diye düşündüm. Ama asıl korkum, çekişmeli bir sürecin başlamasıydı. Eşim, "Bebeği asla alamazsın" diye araştırma yapmış mıydı yoksa benim söylediklerime mi inanmıştı? Bilmiyorum. Sadece, çocuğumun gözlerindeki ışığı korumak istiyordum.


Tesla, Kreş ve "Ortak" Hesap Hesaplaşmaları

4 yıldır ortak bir şekilde otomatik vites araba almayı reddeden adam, aniden Tesla bakmaya başladı tam boşanma davası açmışken. Ben sadece, "Hayırlı olsun" diyebildim. Çünkü artık kavgalarımın enerjisini kızıma saklamak istiyordum.


Kreş konusunda ise, bir tek onu ödemeyi kabul etti ilkokula kadar çünkü zaten kendi müşterisi website, dijital pazarlama işlerinde, muhtemelen baya indirimi olacak ya da kendi içlerinde takas gibi bir şey yaparlar. Ama ben hiçbir şey istemediğim anlaşmalı boşanma protokolü bile didiklenirken "Ortak ödeyelim gerekirse kreşi de" dedim. Hayır dedi. O zaman bakalım kim öle kim kala.


Sigara Maddesi: Bir Tehdit mi, Gerçek mi?


Protokole "Sigara içersen velayeti kaybedersin" maddesini ekletti. Peki ya hakim bunu görünce ne yapacak? Çocuğuma zarar vermediğim halde, bu maddeyle beni tutsak etmek istediğini biliyorum.


Aynı evde kalmaya devam ederken, bir yandan da babamın evini hazırlıyordum. Eşim, "Senin evin var, ben kiracı olacağım" diyordu. Oysa bankadaki parasıyla bana nafaka gayet verebilirdi. Tesla alabiliyorsa rahatça. Ama tercihi, güç gösterisi yapmaktı.


Annem Değilim Kızım Da Ben Değil: Düşsen de Kalkarsın


Annem, depresyonla boğuşurken 40 gün yataktan çıkmamıştı. Bu döngüleri defalarca yaşadı yaşattı. Anneannem, ona bir lokma yedirmek için uğraşırdı. Ama ben 2 yıldır ayaktayım. Biliyorum ki yıkılmayacağım. Çünkü kızıma, "Hayat devam eder" demeyi öğretmem gerekiyor. Ve belki de bu 2 yıldan sonra beni kessen acımaz haline geldim.


"Kötü Bir Anne Miyim?" Sorusu ve Cevabım


Bazen aynaya bakıp soruyorum: "Yeterince iyi miyim?" Ama sonra hatırlıyorum:

Kızımla oyun gruplarına gidiyorum. Parka gidiyorum. Öpe koklaya uyuyoruz.

Sebze yesin diye taklalar atıyorum, iğrenç bir kavganın üstüne bile kalkıp kahvaltısını hazırlıyorum. Depresyondayım diyip yatmadım. Lohusayken bile işe geri döndüm çeviri aldım.


Hiçbir erkek, boş günlerinde "vicdan azabı" çekmezken, ya da ananede 15 gün kalmak ya da tüm yaz annenin kendi ailesine gitmesi normalken hepimiz onun çocuğu alacağı günler için gerginiz. Çarşafları yıkar mı, ne yedirir? Uyku düzenini bozar mı?


Evet, sistem bize "3 gün babada kalan çocuk mu olur" dayatması yapıyor. Ve ben bana kalan günlerde çalışacağım ya da plan yapacağım diye bile vicdan azabı çekiyorum.

 

Şimdi… Anlaşmalı Boşanma Sonrası

Bugün, kızımla parkta koşarken, yüzümdeki rüzgarı hissediyorum. Evet, "mutlu son" yok. Ama kendim olmayı öğrendim. Biliyorum ki, bir ilişki "sen delisin" diye bağıran biriyle yaşanmaz, ve en azından kızıma sana bunu yapan bir erkeğin yanında kalmamalısın, zorlansan da kendine bunun yapılmasına izin vermemelisin mesajını verebilirim. Umarım ileride genç bir kadın olduğunda beni anlar.

Comments


bottom of page